Oylum’u kurtarmanın yollarını arayan Güzide’nin kararlılığı, Sezai’nin hayranlığını kazanır. Davaya bakan hakime ulaşarak Güzide, Oylum’un özgürlüğünü elde etmenin bir yolunu bulmuş gibidir. Ne var ki bu özgürlük, onlar için geçici bir kazanım olacaktır.
Yüzleşmeye gittiği Kaan’ı kazayla bıçaklayan Ozan’ın yardımına Oltan koşar. İşlemediği bir cinayetin vicdani yükü, perişan haldeki genci Oltan’ın eline düşürecektir. Oltan, bir yandan Yenersoy ailesine dostluk ederken, diğer yandan ise aileye karşı kozlarını biriktirmektedir.
Güç sarhoşluğu yaşamakta olan Yeşim, istediklerini alamayınca Güzide’ye düşman kesilir. Yeşim’in cüretkar hamleleri, Güzide’nin iş hayatında zor duruma düşmesine sebep olur. Aşık olduğu kadının bu yönüne ilk defa şahit olan Tarık, hem özel hem de profesyonel hayatında kararlarının sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Tolga ile olan paylaşımı git gide derinleşen Oylum, hislerine karşı koymaya çalışmaktadır. Babasına duyduğu öfke ise artık içinde tutulamaz hale gelmiştir. Oylum’u kurtarmak için karşı cepheyle savaş halinde olan Güzide için, yaptığı cesur bir hamlenin bedeli çok ağır olacaktır. Her şeyi bir arada tutmak için çırpınan Güzide, yaslandığı duvarlar bir bir yıkılırken dik durabilecek midir?
Güzide, saygıdeğer bir aile mahkemesi hakimidir. Pek çok evliliği yıkımdan kurtarmış, birçok çocuğun hak ettikleri şefkat ve sevgiyi görmesini sağlamış, her zaman adaletin yanında olmuş dürüst ve prensipli bir kadındır. Kocası ve iki çocuğuyla örnek bir aile olduklarını, onurlu bir hayat yaşadıklarını, evliliklerinin bundan sonrasının alışılmış bir sevgi, mutluluk ve huzur içinde geçeceğini sanmaktadır. Bir gün Güzide’nin tesadüfen çektiği bir ilmek çorap söküğü gibi ilerler ve mutlu sandığı ailesinin sıcak bir yuva değil, kumdan bir kale olduğu ortaya çıkar.